Bugün sokaktaki vatandaşa sorsanız, en büyük derdi ekonomidir. Çünkü artık herkesin cebinde aynı para var ama aldığı şey her geçen gün azalıyor. Kısacası alım gücü düşüyor.
Bir zamanlar pazara giden vatandaş torbasını doldurur, evine dönerdi. Şimdi ise “domates mi alsam, patates mi bıraksam” hesabı yapıyor. Emekli maaşı daha cebe girmeden eriyor, memur ay sonunu getiremiyor, esnaf siftahsız dükkân kapatıyor.
Sorunun adı belli: Enflasyon. Fiyatlar sürekli artıyor ama maaşlar aynı hızda yükselmiyor. Böyle olunca vatandaşın aldığı maaş, geçmişte yettiğine bugün yetmiyor. Ev almak hayal oldu, araba almak neredeyse imkânsız, tatil yapmak ise sadece televizyonlarda izlenen bir lüks haline geldi.
Alım gücünü yeniden artırmak zorundayız. Bunun yolu üretimden, israfı önlemekten, adil gelir dağılımından ve en önemlisi ekonomide güven ortamını sağlamaktan geçiyor. Çünkü ekonomi sadece para değildir; vatandaşın mutfağına giren ekmektir, çocuğun cebine konan harçlıktır, gencin geleceğe kurduğu hayaldir.
Unutmayalım: Güçlü ekonomi demek mutlu toplum demektir. Eğer alım gücü düzelmezse, toplumun huzuru da düzelmez.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ersoy Berber
Ekonomi ve Alım Gücü
Ekonomi ve Alım Gücü
Bugün sokaktaki vatandaşa sorsanız, en büyük derdi ekonomidir. Çünkü artık herkesin cebinde aynı para var ama aldığı şey her geçen gün azalıyor. Kısacası alım gücü düşüyor.
Bir zamanlar pazara giden vatandaş torbasını doldurur, evine dönerdi. Şimdi ise “domates mi alsam, patates mi bıraksam” hesabı yapıyor. Emekli maaşı daha cebe girmeden eriyor, memur ay sonunu getiremiyor, esnaf siftahsız dükkân kapatıyor.
Sorunun adı belli: Enflasyon. Fiyatlar sürekli artıyor ama maaşlar aynı hızda yükselmiyor. Böyle olunca vatandaşın aldığı maaş, geçmişte yettiğine bugün yetmiyor. Ev almak hayal oldu, araba almak neredeyse imkânsız, tatil yapmak ise sadece televizyonlarda izlenen bir lüks haline geldi.
Alım gücünü yeniden artırmak zorundayız. Bunun yolu üretimden, israfı önlemekten, adil gelir dağılımından ve en önemlisi ekonomide güven ortamını sağlamaktan geçiyor. Çünkü ekonomi sadece para değildir; vatandaşın mutfağına giren ekmektir, çocuğun cebine konan harçlıktır, gencin geleceğe kurduğu hayaldir.
Unutmayalım: Güçlü ekonomi demek mutlu toplum demektir. Eğer alım gücü düzelmezse, toplumun huzuru da düzelmez.