2026 Asgari Ücret Ne kadar Olur Rakamlar Büyüyor Hayat Küçülüyor
Yazının Giriş Tarihi:
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.11.2025 19:20
Türkiye’de asgari ücret artık bir geçim standardı değil; yoksulluğun resmi ölçüsü. Her yıl açıklanan maaş, milyonların kaderini belirliyor ama değişmeyen tek şey var: Geçim sıkıntısı.
2025’te net 22.104 TL olan asgari ücret için 2026 tahminleri şimdiden ortaya çıktı:
26.500 – 29.000 TL.
Rakam büyük, cümle süslü…
Peki geçim?
Esas mesele orada başlıyor.
Açıklananla Yaşanan Arasında Uçurum Var
Kâğıt üzerinde herkes zenginleşiyor, maaşlar büyüyor.
Ama pazara çıkınca görüyoruz ki gerçekte büyüyen tek şey etiketler.
Her yıl “Tarihi zam” manşetleri atılıyor, ancak mutfakta durum aynı:
Tencere kaynamıyor.
Asgari ücretli, ayın sonunu değil; artık ayın ilk haftasını hedefliyor.
Kalan günlerdeyse geçinmek değil, hayatta kalmak için mücadele veriyor.
Senaryoların Gerçek Hayattaki Karşılığı Yok
Uzman senaryoları:
%20 zam → 26.500 TL
%25 zam → 27.600 TL
%30 zam → 28.700 TL
Kâğıtta güzel.
Gerçekte?
Kira 15–20 bin lira, pazar torbası 1.000 liradan aşağı çıkmıyor, faturalar maaşın üstünde geziniyor.
Yani bugün 22 bin TL yetmiyorsa, yarın 28 bin TL de yetmeyecek.
Çünkü yangın büyük, damlalıkla su döküyoruz.
Sorun Maaş Değil, Alım Gücü
Asıl mesele zam oranı değil; paranın gücü.
Aldığın maaş büyüyor gibi görünüyor, ama alım gücü aynı hızla eriyor.
Kuru ekmeğe bile göz dikip zam yapan bir düzen, hangi maaşla tatmin olacak?
İnsanların talebi lüks değil:
Ev, ekmek, güvenli yaşam.
Bunlar hayal olmamalı.
İşveren mi, İşçi mi?
İşveren tarafı da zor durumda.
Maliyetler artıyor, üretim baskılanıyor, belirsizlik büyüyor.
Yani bu ekonomik tabloda kimse kazanmıyor.
Devlet politika üretmez, enflasyon dizginlenmezse, hiç kimse mutlu olmayacak:
Ne işçi…
Ne işveren…
Ne de tüketici…
2026’dan Bir Müjde Beklemeyin
Gerçekçi olalım:
26–29 bin lira arası bir asgari ücret açıklandığında kısa süreli bir “Oh be!” hissi yaşanacak.
Sonra?
Pazardaki etiketler bir sabah uyanıp zamlanınca, o “Oh be!” yerini yine “Ne yapacağız?” sorusuna bırakacak.
Sorun burada:
Maaş arttıkça umut değil, kaygı da artıyor.
Asgari ücret 26.000 de olsa, 29.000 de…
Eğer bu ülkenin mutfağında tencere kaynamıyorsa,
O rakam sadece kâğıt üzerinde bir süs.
Rakamlar büyürken, hayat daralıyor.
Birileri hâlâ “tarihi z
am” masalları anlatıyor.
Ama sokak başka konuşuyor:
İnsanlar geçinemiyor
.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mustafa Berber
2026 Asgari Ücret Ne kadar Olur Rakamlar Büyüyor Hayat Küçülüyor
Türkiye’de asgari ücret artık bir geçim standardı değil; yoksulluğun resmi ölçüsü. Her yıl açıklanan maaş, milyonların kaderini belirliyor ama değişmeyen tek şey var: Geçim sıkıntısı.
2025’te net 22.104 TL olan asgari ücret için 2026 tahminleri şimdiden ortaya çıktı:
26.500 – 29.000 TL.
Rakam büyük, cümle süslü…
Peki geçim?
Esas mesele orada başlıyor.
Açıklananla Yaşanan Arasında Uçurum Var
Kâğıt üzerinde herkes zenginleşiyor, maaşlar büyüyor.
Ama pazara çıkınca görüyoruz ki gerçekte büyüyen tek şey etiketler.
Her yıl “Tarihi zam” manşetleri atılıyor, ancak mutfakta durum aynı:
Tencere kaynamıyor.
Asgari ücretli, ayın sonunu değil; artık ayın ilk haftasını hedefliyor.
Kalan günlerdeyse geçinmek değil, hayatta kalmak için mücadele veriyor.
Senaryoların Gerçek Hayattaki Karşılığı Yok
Uzman senaryoları:
%20 zam → 26.500 TL
%25 zam → 27.600 TL
%30 zam → 28.700 TL
Kâğıtta güzel.
Gerçekte?
Kira 15–20 bin lira, pazar torbası 1.000 liradan aşağı çıkmıyor, faturalar maaşın üstünde geziniyor.
Yani bugün 22 bin TL yetmiyorsa, yarın 28 bin TL de yetmeyecek.
Çünkü yangın büyük, damlalıkla su döküyoruz.
Sorun Maaş Değil, Alım Gücü
Asıl mesele zam oranı değil; paranın gücü.
Aldığın maaş büyüyor gibi görünüyor, ama alım gücü aynı hızla eriyor.
Kuru ekmeğe bile göz dikip zam yapan bir düzen, hangi maaşla tatmin olacak?
İnsanların talebi lüks değil:
Ev, ekmek, güvenli yaşam.
Bunlar hayal olmamalı.
İşveren mi, İşçi mi?
İşveren tarafı da zor durumda.
Maliyetler artıyor, üretim baskılanıyor, belirsizlik büyüyor.
Yani bu ekonomik tabloda kimse kazanmıyor.
Devlet politika üretmez, enflasyon dizginlenmezse, hiç kimse mutlu olmayacak:
Ne işçi…
Ne işveren…
Ne de tüketici…
2026’dan Bir Müjde Beklemeyin
Gerçekçi olalım:
26–29 bin lira arası bir asgari ücret açıklandığında kısa süreli bir “Oh be!” hissi yaşanacak.
Sonra?
Pazardaki etiketler bir sabah uyanıp zamlanınca, o “Oh be!” yerini yine “Ne yapacağız?” sorusuna bırakacak.
Sorun burada:
Maaş arttıkça umut değil, kaygı da artıyor.
Asgari ücret 26.000 de olsa, 29.000 de…
Eğer bu ülkenin mutfağında tencere kaynamıyorsa,
O rakam sadece kâğıt üzerinde bir süs.
Rakamlar büyürken, hayat daralıyor.
Birileri hâlâ “tarihi z
am” masalları anlatıyor.
Ama sokak başka konuşuyor:
İnsanlar geçinemiyor
.