Biri bize bu soruyu yönelttiğinde, ismimiz, mesleğimiz, memleketimiz, tuttuğumuz takım gibi sonsuz şekilde cevaplayabiliriz. Bu soyut ifadelerin ya da fenomenlerin bizi tanımladığını sanırız. Oysa bunlar, ontolojinin yani varlık biliminin diliyle kişiyi kişi yapan, ona özgü olan özellik değildir. Öyleyse kimlik nedir? Sahi kimiz? Var olduğumuzu varsayarak aradığımız cevaplar nasıl oluşur?
Kimlik, sosyal psikolojide kendi gözünde ve başkalarının gözünde ne olduğundur. Bu terim psikolojide ve sosyolojide gelişme göstermiş, ayrıca biyoloji ve felsefe ile de ilgilenmiştir. Eric Ericson kimliği bir çeşit uyum olarak düşünmüştür. İnsanın kimliği bir öznellik hissi ile oluşur ve bir kişisel bütünlüktür. Devamlılığı vardır. Psikanalizde kimlik kesintili bir yapı ve farklılıklar arası çatışmadır.
Karşılaştığımız kişinin kim olduğunu sorarak, nasıl ilişkileneceğimize dair bağlamlar bulmaya çalışırız. Ne yazık ki, her gün karşılaştığımız kendimize bu soruları sormak aklımıza gelmez çoğu zaman. Sadece öznelliğimizi başkalarının kim olduğunu merak ederek oluşturmaya çalışırız. Öteki ve ben…
Kendimizin kim olduğunu bilmezken, ötekini merak niyedir? Çünkü önyargılarımız, varsayımlarımız, bilinçdışımız, hatta kendimize dair kanılarımız ile anlam ararız yaşamımızda. Aidiyet ya da aykırılık ile gidip gelen toplumsal referanslar arasında yer ararız kendimize.
Peki kim-lik ; memleket , atalar, statü , deneyim, inanç, cinsiyet, ülke ve onlarca kavramdan hangisine karşılık geliyor? Hangi noktada bu kavramlar aslında kim olduğumuzu ıskalatıyor veya kalıplaştırıyor?
Beden ve zihinden oluşan bir varlık olarak da kim olduğumuza net cevap vermek mümkün değil. Doğduğumuz andan itibaren ölen dirilen yenilenen hücrelerimiz bir tarafa, yaşadığımız süre boyunca zihinsel dönüşümler düşünüldüğünde hep aynı ben olarak kalabilmek mümkün değil.
Bana ‘Sen Kimsin ?’ diyen arkadaş görüyorsun sana net bir cevap veremiyorum. Başkasına da sorma ‘O Kim? ’Ben bilemezken o nasıl bilsin?
Bazı günler çok güçlüyüm mesela. Bazı günler ise kırılgan biri. Herkesin dram kadehi kendine elbet ama canım acımıştır çokça benim de. Kızgın ya da sakin biri olabilirim bazen. Bazen birine ayna, bazen biri bana ayna..
Çok çalışır çok düşünürken, aniden durabilirim mesela. Hep bilinç akışı tarzı yazarım zira kafam böyle çalışır benim. Bu yüzden yorarım bazen kendimi de karşımdakini de. Son zamanlarda moda olan toplumsal hastalık , kötülük veya hazımsızlık; daha çok saygısızlık tonuyla sorarsan bu soruyu ben de sana derim ki; hiç kimseyim peki ya sen kimsin?
BEN HİÇ KİMSEYİM!
PEKİ SEN KİMSİN?
Ben hiç kimseyim! Peki, sen kimsin?
Hiç kimse misin, yoksa?
Biz bir çiftiz, ağzını sıkı tut!
Bilirsin, sürerler adamı yabana.
Ne kadar üzücü, herhangi biri olmak,
Bir kurbağa gibi, çok sıradan,
Hayranlık duyan bir bataklığa
Adını söylemek hiç durmadan.
Kaç tane ben var içimzde..Gün içinde kaç kimlikle dolaşıyoruz?
Kimim? sorusu sorgulama ve arayış ile yeni bakış açıları getirirken, Kimsin? Sorusu ötekileştirir .Belki de böylece özne olabiliyoruzdur.
Oysa kimim sorusu sorgulama ve arayış ile yeni bakış açıları getirirken, kimsin sorusu ötekileştirir .Belki de böylece özne olabiliyoruzdur.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Nur Tezer
Bilinç Akışı
SEN KİMSİN?
Biri bize bu soruyu yönelttiğinde, ismimiz, mesleğimiz, memleketimiz, tuttuğumuz takım gibi sonsuz şekilde cevaplayabiliriz. Bu soyut ifadelerin ya da fenomenlerin bizi tanımladığını sanırız. Oysa bunlar, ontolojinin yani varlık biliminin diliyle kişiyi kişi yapan, ona özgü olan özellik değildir. Öyleyse kimlik nedir? Sahi kimiz? Var olduğumuzu varsayarak aradığımız cevaplar nasıl oluşur?
Kimlik, sosyal psikolojide kendi gözünde ve başkalarının gözünde ne olduğundur. Bu terim psikolojide ve sosyolojide gelişme göstermiş, ayrıca biyoloji ve felsefe ile de ilgilenmiştir. Eric Ericson kimliği bir çeşit uyum olarak düşünmüştür. İnsanın kimliği bir öznellik hissi ile oluşur ve bir kişisel bütünlüktür. Devamlılığı vardır. Psikanalizde kimlik kesintili bir yapı ve farklılıklar arası çatışmadır.
Karşılaştığımız kişinin kim olduğunu sorarak, nasıl ilişkileneceğimize dair bağlamlar bulmaya çalışırız. Ne yazık ki, her gün karşılaştığımız kendimize bu soruları sormak aklımıza gelmez çoğu zaman. Sadece öznelliğimizi başkalarının kim olduğunu merak ederek oluşturmaya çalışırız. Öteki ve ben…
Kendimizin kim olduğunu bilmezken, ötekini merak niyedir? Çünkü önyargılarımız, varsayımlarımız, bilinçdışımız, hatta kendimize dair kanılarımız ile anlam ararız yaşamımızda. Aidiyet ya da aykırılık ile gidip gelen toplumsal referanslar arasında yer ararız kendimize.
Peki kim-lik ; memleket , atalar, statü , deneyim, inanç, cinsiyet, ülke ve onlarca kavramdan hangisine karşılık geliyor? Hangi noktada bu kavramlar aslında kim olduğumuzu ıskalatıyor veya kalıplaştırıyor?
Beden ve zihinden oluşan bir varlık olarak da kim olduğumuza net cevap vermek mümkün değil. Doğduğumuz andan itibaren ölen dirilen yenilenen hücrelerimiz bir tarafa, yaşadığımız süre boyunca zihinsel dönüşümler düşünüldüğünde hep aynı ben olarak kalabilmek mümkün değil.
Bana ‘Sen Kimsin ?’ diyen arkadaş görüyorsun sana net bir cevap veremiyorum. Başkasına da sorma ‘O Kim? ’Ben bilemezken o nasıl bilsin?
Bazı günler çok güçlüyüm mesela. Bazı günler ise kırılgan biri. Herkesin dram kadehi kendine elbet ama canım acımıştır çokça benim de. Kızgın ya da sakin biri olabilirim bazen. Bazen birine ayna, bazen biri bana ayna..
Çok çalışır çok düşünürken, aniden durabilirim mesela. Hep bilinç akışı tarzı yazarım zira kafam böyle çalışır benim. Bu yüzden yorarım bazen kendimi de karşımdakini de. Son zamanlarda moda olan toplumsal hastalık , kötülük veya hazımsızlık; daha çok saygısızlık tonuyla sorarsan bu soruyu ben de sana derim ki; hiç kimseyim peki ya sen kimsin?
BEN HİÇ KİMSEYİM!
PEKİ SEN KİMSİN?
Ben hiç kimseyim! Peki, sen kimsin?
Hiç kimse misin, yoksa?
Biz bir çiftiz, ağzını sıkı tut!
Bilirsin, sürerler adamı yabana.
Ne kadar üzücü, herhangi biri olmak,
Bir kurbağa gibi, çok sıradan,
Hayranlık duyan bir bataklığa
Adını söylemek hiç durmadan.
Kaç tane ben var içimzde..Gün içinde kaç kimlikle dolaşıyoruz?
Kimim? sorusu sorgulama ve arayış ile yeni bakış açıları getirirken, Kimsin? Sorusu ötekileştirir .Belki de böylece özne olabiliyoruzdur.
Oysa kimim sorusu sorgulama ve arayış ile yeni bakış açıları getirirken, kimsin sorusu ötekileştirir .Belki de böylece özne olabiliyoruzdur.