Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk,
1922 TBMM 3. toplantı yılının açılış konuşmasında eğitimin önemini şu sözlerle vurgulamıştır;
“En mühim ve feyizli vazifelerimiz Millî Eğitim işleridir.
Millî Eğitim işlerinde mutlaka muzaffer olmak lâzımdır.
Bir milletin hakikî kurtuluşu ancak bu suretle olur.”

Çünkü eğitim; bireyin zihinsel, duygusal, sosyal ve fiziksel gelişimine katkıda bulunur. Bireye bilgi, beceri ve özgüven kazandırarak kendi potansiyellerini keşfetmesini sağlar.

Ve..
Eğitimde fırsat ve olanak eşitliği, her bireyin insanî hakkıdır.

Eğitimde fırsat eşitliği, her bireyin potansiyelini ortaya çıkarabilmesi ve yükseltilmesine yardımcı olacağından..

Bir toplumun gelecekteki gelişimini oluşturan bu yapı, sosyal sınıf, cinsiyet, yaş, etnik köken, sosyo ekonomik durumu veya diğer demografik unsurların hepsinde bireyin eğitim haklarına ulaşımını, olanaklarını kısıtlamasını engeller.

Böylece..

Eğitimde fırsat ve imkân eşitliği, her bireyin kaynaklara ulaşma olanağının eşit olması, aynı derecede eğitim ve öğrenim hakkına sahip olmasını sağlar.

Eğitim sürecinde, fırsatların dağılımında ve sonuçlarında herhangi bir adaletsizlik veya ayrımcılık yaşanmamalıdır.

Tüm bunlara bağlı olarak;

. Eğitimde kadın, erkek herkese fırsat ve olanak eşitliği sağlanmalıdır.

. Maddi imkanlardan yoksun başarılı öğrencilerin en yüksek eğitim kademelerine kadar öğrenim görmelerini sağlayabilmek için parasız yatılılık, burs, kredi ve başka yollarla gerekli yardımlar yapılmalıdır.

. Özel eğitime ve korunmaya muhtaç çocukları yetiştirmek için özel tedbirler uygulanmalıdır.

. Kırsal ve şehirlerde..
ülkenin her bölgesinde, eğitime eşit ulaşım sağlanmalıdır.

Elbette ki tüm bunların yapılması da ayrı bir hassasiyet gerektirmektedir.

Peki..
Bu hassasiyet günümüzde nasıl?..
İşlemektedir!